Denizcilik Gelenekleri
Denizcilik kültürü, binlerce yıldır farklı kültürlere mensup toplumların etkileşimini ve iletişimini sağlayarak gelişmiş köklü bir kültürdür. Dünyanın birçok yerinde farklı uygulamalar ve gelenekler yaşatılsa da milyonlarca insanı ticaret, hobi, ulaşım gibi amaçlarla mavilerde buluşturmuştur. Bu buluşmalar ve etkileşimler sonucunda da yıllara dayanan gelenekler ortaya çıkmıştır. Bu geleneklerden bazılarına yazımızda değiniyoruz.
Selamlamalar:
* Yandan geçene el kaldırmak adettendir.
* Çanakkale Boğazı'nı geçiyorsanız Şehitler Abidesi'nin önünden geçerken saygı duruşunda bulunun.
* Askeri gemilerin yakınımızdan geçmesi durumunda (milliyeti ne olursa olsun) selam verilir. Selamlama bayrağın mezestresi şeklinde olur. Tipi boyu ne olursa olsun sivil gemi askeri gemiyi selamlar. Sivil gemi, bayrağını mezestre eder ve bekler. Askeri gemi mezestreyi görür o da mezestre eder. Askeri gemi bayrağını toka eder ve sivil gemi de toka edince selamlama biter. Selam almamak ve vermemek çok büyük ayıptır. Yatlarda bayrak gönderlerinin kısa olması mezestreyi gösteremeyebilir. Ama kıç gönderde hareket gördükleri anda selamı alırlar.
* Denizde karşılaşan sivil-sivil, sivil-asker gemilerin telsizle birbirlerine iyi dileklerde bulunmaları da bir çeşit selamlamadır. Özellikle uzak ve yabancı sularda "Allah Selamet Versin" demek Türk denizcisine moral vermektedir.
* Okyanusta karşı yönlerde seyreden gemi kaptanları birbirilerine çok uzakta iken, cep telefonu, uydu telefonu, ssb vs gibi cihazlarla sohbet ederler. Eğer rotaları birbirine doğru ise (örneğin ABD'den Avrupa'ya, diğerininki de Avrupa'dan ABD'ye) rotalarını birbirine yakın geçecek şekilde düzeltirlermiş. Karşılaştıklarında ise birbirlerini düdük ile selamlarlarmış.
* Harp gemilerinde lumbar ağzından girilirken gönderdeki bayrağa selam verilir. Eğer sivilseniz vücudunuzu göndere ve bayrağa dönerek baş selamı verilir.
* Bir harp gemisinde yapılan ''lumbar ağzı sancak başı" anonsunu takip eden ''arya'' veya ''toka'' anonsunda herkesin hazır ola geçmesi gerekir, tıpkı yolda yürürken duyduğumuz istiklal marşında hazır ola geçmemiz gibi.
Rüzgar Çağırma:
* Rüzgar için direğe bıçak saplanır.
* Rüzgar için direk dibi kaşınarak, Haydar Haydar diye seslenilir.
* Rüzgarsız kalınırsa kaptan denize para atarak Poseidon'dan rüzgar satın alır.
Yanaşmalar, Karşılamalar, Uğurlamalar:
* Üstüne bordaladığınız tekneden karaya çıkacaksanız kokpitinden değil direğinin önünden dolaşılır.
* Bir teknenin üstüne bordalarsanız mümkünse ters yanaşın onun pruvası sizin pupanıza gelsin.
* Başka güzel bir gelenek vardır. Uzun süreli seyir yapıp da limana dönen gemi karşılanır. Karşılama önce halatı alınır, sonra günlük gazete ve sabah vakti ise simit /poğaça verilir.
* Denizli bir havada sığınmak için limana girenlere gemiye sıcak çay, ve mideyi tutucu hafif yiyecekler ikram edilir. Denizli havada yemek yapamayabileceği düşünülür.
* Seferden gelen tekne bordanıza veya kolayca ulaşacağınız yere yanaşırsa mevsime saatine uygun sıcak veya soğuk içecek ikram edilir.
* Uzun yola giden denizciyi rıhtımdan uğurlanır.
* Rıhtımdan ayrılan, seyire çıkan gemiye Neta Pruva dilenir, Allah selamet versin denir.
* Bir tekne bir limandan, bir daha geri gelmemek üzere (ya da geri gelmemesi arzulanarak) ayrılırken halatı kesilir.
Yardımlaşma:
* Tanımasak da demir alan demir atan yanaşma veya ayrılma manevrası yapana yardım edilir.
* İhtiyacı olan gemilere kim olursa olsun gida ve malzeme yardımında bulunur.
Karada:
* Karaya çıkan teknenin kıçında bayrak taşımaması, denize inince tekrar bayrak donatması adettendir. Tek istisnası harp gemileridir. Zira onlar karada iken bile silahları nedeni ile savaşma gücüne sahiptirler.
* Harp gemileri havuzda oldukları zaman bile Arya sancak ve Toka sancak merasimlerini icra ederler.
* İskeledeki babaların üzerine oturulmaz.
Denizde:
* Dünyadaki tüm Türk ticaret gemilerinde pazar günleri kuru fasulye, pilav, turşu yenir. Osmanlı Bahriyesi'nde cuma günleri kuru fasulye yenirmiş. Donanmamızda ise pazartesi günleri yeniyor. Kuru fasulye de mümkünse etsiz, pastırma ve sucuksuz, küçük taneli, gemici fasulyesi tarzında pişmiş olmalıdır.
* Gemi üzerinde ve gemiler arasında özel durumlar hariç para geçmez, malzemeler takas olur.
* Gemide koşmak garip karşılanır.
* Yapılan ilk hareketlerde hep bismillah denir; vira bismillah, bismillah fundo vs.
* Köprü Üstüne giriş çıkışlarda vardiya devir teslimlerinde son söz olarak “ALLAH SELAMET VERSİN” deyişi iyi niyet temennisidir.
* Güvertedeki babaların üzerine oturulmaz.
* Seyir esnasında köprü üstüne girecek kişinin kaporta (kapı) önünde durup vardiya amirinden "Köprü üstü ne giriş müsaadesi istiyorum Efendi Kaptan " diye izin istemesi, sorması adettendir.
* İşkampavyaya önce en küçük rütbeliler biner. Sonra üst rütbeliler ve en son komutan biner. Komutan beklemez, bekletilmez. Terkederken de tersi uygulanır. Önce komutan, sonra üst rütbeliler iner. Küçük rütbeliler en son iner.
* Tekne sahibi her ne kadar tanıdık ta olsa güverteye izin almadan çıkılmaz.
* İster köprü üstünde isterse kontrol panelinde kaptanın koltuğuna oturulmaz.
* Teknede bir alt kata inerken kullandığınız merdivenden -iskele- arkanızı dönerek değil ön ön inilir.
Yeni Tekne
* Esenlik için tekne denize indikten hemen sonra bir çift ayakkabı denize fırlatılır.
* Teknede isim değiştirmeAldığınız ikinci el teknenin adını değiştirmek istediğinizde, eski adını koyan kişiden sözlü de olsa izin istemek, hem saygı gereği hem de güzel bir denizci geleneğidir. Benzer bir sekilde degistirmeyecekseniz de izin almak yerinde olur. Tekne ismi eski sahibi icin ozel bir anlam tasiyor ve baskasi ile paylasmak istemiyor veya yeni teknesinde kullanmaya devam etmek istiyor olabilir.
İnanışa göre her isim Poseidon veya Neptun tarafından derinlikler defterine kayıt edilmiştir. Eğer isim değişecekse, eski isim usulune uygun olarak defterden silinmelidir.
Eski ismi silme işlemi şöyle yapılır:
• Eski ismin her yazı ve işareti silinmeli ve böylece bir kaç hafta beklenmeli. (Notlar, can yelekleri, vb)
• Eski isim, bir plaket üzerine çıkabilen bir mürekkeple yazılır.
• Kaliteli bir şampanya veya köpüklü şarap temin edilir.
• Dost ve arkadaşlar tören için davet edilir.
• Derinlik Krallığı'na temenni ve dileklerde bulunulur. Hoşgörü ve uygun seyirler dilenir, onlar gücendirilmez.
• İsim yazılı plaket, baş taraftan denize atılır.
• Şampanya veya köpüklü şarap açılıp, doğudan batıya doğru yarısı dökülür, geri kalanı da dostlarla içilir.
Sıra tekneye yeni isim koymaya gelmiştir. İsim silmenin hemen ardından uygulanır.
• Bir şişe şampanya veya köpüklü şarap önden batıdan doğuya denize dökülür. İçinden tekne sahibi ve eşi birer kadeh içerler.
• Tanrının kanatlarından uygun rüzgar ve sakin deniz dilenir.
Bu konuda uygulanan bir diğer prosedür ise şöyle: Gerekli malzeme,
• İki şişe şarap
• Bir adet tavşan ayağı
• Altı Inch. (18cm.) uzunluğunda, bir tutam kızıl saç.
Gelelim uygulamaya:
Tavşan ayağına kızıl saç sarılır. Şampanya ile tavşan ayağı ıslatılır. Eski ismin yazısı kuvvetli bir şekilde tavşan ayağı ile silinmeye çalışılır. Arkanızı dönmeden tavşan ayağı, omuzlarınızın üstünden denize atılır veya ikinci kişi bir kovanın içinde ayağı denize döker. Geri kalan şampanya içilir. Yeni isim yerine yazılır. Tören sırasında ikinci şişe açılarak yeni ismin üzerine dökülür ve geri kalanı da içilir.
Batıl inançlar:
* Nisan ayının birinci günü yolculuğa çıkılmaz. Çünkü Adem Peygamber'in oğlu Kabil kıskançlık yüzünden o gün katledilmiştir.
* Cuma günleri sefere çıkılmaz.
* Siyah yolculuk çantası kötü şanstır.
* Yolculuk için gemiye giderken kızıl saçlı veya düz tabanlı birine rastlarsak, ondan önce biz konuşmalıyız.
* Çalınmış tahtadan yapılan tıkaç omurgada kullanılırsa, gemiyi hızlı yapar.
* Ana direk altına yerleştirilen gümüş para, yolculuğu başarılı yapar.
* Sol ayakla tekneye binilirse, kaza sizi takip eder.
* Denize taş atmak büyük dalga ve fırtına getirir.
* Geminin üzerinden atılan taş denize gitmez ise, gemi geri gelmez.
* Kesme çiçek uğursuzluk getirir.
* Teknede kadın denizi kızdırır, çıplak kadın ise sakinleştirir.
* Geriye iskeleden bakma.
* Kara kedi görmek iyidir. Denizciyi eve döndürür (İngiltere). Diğer ülkelerde ise, tersi kabul edilir.
* Kırlangıç, yunus görmek iyi şanstır.
* Çulluk, Karabatak görmek iyi şans getirmez.
* Yunus, albatros, martı öldürmek iyi değildir, çünkü kaybolan denizcilerin ruhunu taşırlar.
* Kova ve fırça kaybetmek, kıç tarafta bayrak tamir etmek, seyirde tırnak ve saç kesmek, boğulma kelimesini kullanmak kötü şans getirir.
* Çalıkuşu tüyü deniz kazasında ölümden korur.
* Gemiden dökülerek Neptun'e adanan bir kadeh şarap gemiden düşeni korur.
* Direkte at nalı fırtına savuşturur.
* Tekne adı usulüne uygun değiştirilmez ise, iyi değildir.
* Altın küpe denizciyi boğulmaktan korur, ayrıca yeniden dünyaya gelince denizci olur.
* Dövme yaptırmak şans getirir.
* Geminin kedisini kızdırma, fırtına çıkar.
* Küpenin takıldığı kulağın ters tarafındaki göz daha keskin görür. Küpe ayrıca denizcinin görme mesafesini artırır.
* Kulağa takılan altın halka denizcinin cenaze töreni giderleri için kullanılır.
* Islık çalmak uğursuzluk getirir.
* Tutulan balık sayılırsa, o gün artık başka balık tutulamaz.
* Geminin (teknenin) kıç üstü'nü boyamak uğursuzluk getirir.
* Pruvaya sırtın dönük konuşmak uğursuzluk ve hakaret sayılır.
* Puntel'de ayak sürtmek ya da puntele ayağını koymak, kaza - bela getirir.
* Kızıl sakallı kızıl kafalı insanlarda uğursuz sayılır.
* Tekne denize indirilirken kırılan şampanya şişesi ilk defada kırılmamış ise teknede uğursuzluk eksik olmaz.
ALINTIDIR